Doğayla Uyumlu Yaşam İçin: Permakültür Nedir?
Doğanın bize sunduğu kaynakları verimli bir şekilde kullanarak hem günümüze hem de geleceğe katkı sağlayabiliriz. Peki, ama nasıl? Tabii ki bunun yolu üretimden tüketime her alanda sürdürülebilirlik bilinci ile hareket etmekten geçiyor.
Ancak biliyoruz ki ilk adım bilinçlenme olsa da bu bilinci eylemlere dökerek mevcut düzende fark yaratacak sistemler kurmak oldukça önemli. İşte, bu noktada permakültürün hepimiz için -özellikle tarımsal faaliyetler için- yol gösterici olduğunu söylemek mümkün. Çünkü permakültür, doğada var olan sistemleri modern yaşamla bütünleştiren kapsamlı ve yeni bir yaşamın kapılarını aralayan bir felsefe. Alan tasarımlarında, üretimde ve tüketim alışkanlıklarında bu felsefenin bize sunduklarını benimseyerek adım adım sürdürülebilir bir gelecek inşa edebiliriz.
O halde gelin, insanlara ve içinde yaşadığımız ekosisteme faydalı, ekolojik ve sosyal açıdan sürdürülebilir alanlar yaratmanın çözümü olan permakültür nedir, tüm detayları ile incelemeye başlayalım.
Permakültür Nedir?
İlk olarak 1970’li yıllarda Bill Mollison ve David Holmgren tarafından geliştirilen permakültür, İngilizcede “kalıcı” anlamına gelen “permanent” ve “tarım” anlamına gelen “agriculture” kelimelerinin birleşimden oluşan bir kavram.
Kelime anlamı olarak “kalıcı tarım” veya “sürdürülebilir tarım” olarak çevirsek de bu kavram zaman içerisinde sadece tarımı değil, mimari ve tasarım gibi farklı alanları da etkileyen bir felsefeye dönüşmüş durumda. Çünkü Bill Mollison’un “Permakültüre Giriş” kitabında da belirttiği gibi permakültür; doğal sistemlerin gözlemine, geleneksel tarım yöntemlerinin içerdiği erdeme ve modern, bilimsel, teknolojik bilgiye dayanan bir tasarım sistemidir. Kısacası permakültür, doğaya karşı çıkmak yerine doğayla uyumlu sistemler inşa etmek ve uzun süreli çözümler üretmektir.
Tanımından da anlaşılacağı gibi permakültüre bir teknikten öte bir yaşam biçimi ve topyekün değişimin gerekliliği üzerine oluşturulan bir sistemler bütünü demek mümkün. Çünkü doğaya rağmen değil, doğayla iç içe bir düzen yaratmanın temeli tarımsal faaliyetlere dayansa da yaşam alanları ve endüstriyel alanlar da permakültür felsefesi ile dizayn edilebilir. Bu nedenle permakültür, ilk olarak tarım alanlarına yoğunlaşsa bile aslında amacı, sürdürülebilir ve bütüncül sistemler yaratmaktır.
Permakültürün İlkeleri
"Permakültür felsefesi nasıl uygulanır?" diye düşünüyorsanız permakültürün bir görüşün yanı sıra bunun nasıl yapılacağına dair ilkeler sunan teknik bir yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü permakültürün ilkeleri aslında bu görüşü pratiğe çevirirken bize nelere dikkat etmemiz gerektiğini gösteren bir harita. Bu haritayı temel alarak doğaya, insana, geleceğe saygılı sistemler yaratabiliriz.
Permakültürün 3 temel ilkesi bulunuyor. Bu ilkeleri ise şu şekilde sıralamak mümkün:
● Yeryüzüne önem verin: Sadece insan odaklı yaklaşımdan öte canlı ya da cansız tüm yaşam sistemlerinin devamı ve çoğalması için gerekli koşullar sağlanmalıdır.
● İnsanlara özen gösterin: İnsanların gıda, barınma, eğitim, sosyal ilişkiler gibi tüm ihtiyaçlarını karşılaması için gerekli kaynaklara ulaşmasına özen gösterilmelidir.
● Nüfus ve tüketime sınır getirin: Herkes kendi ihtiyaçlarını yöneterek yukarıdaki ilkelerin hayata geçmesi için zaman, para ve enerji harcamalıdır.
Bu üç ilke temelinde permakültür anlayışı ile kendi kendine yeten, çevreye ve insana zarar vemeyen, iş birliği içinde sistemler yaratılabilir. Unutmayın ki permakültürün amacı, modern hayatı yok saymak değil, modern hayatı doğayla bütünleştirecek sistemler yaratarak sürdürülebilir ve yüksek verimli bir düzen oluşturmaktır.
Permakültür Felsefesini Nasıl Uygulayabiliriz?
Permakültür felsefesini benimsemek, sürdürülebilir gelecek için atabileceğimiz etkili bir adım. Tabii sadece bilinçlenme yeterli değil, permakültür uygulamalarının da artması gerekli. Peki, permakültür felsefesi nasıl uygulanır?
Aslında permakültürün uygulamaları oldukça fazla. Bu nedenle hem günlük hayatımızda hem tarımsal alanlarda hem de mimari yapılarda permakültür uygulamaları ile bu felsefeyi hayata geçirmek mümkün. “Neler yapılabilir?” diye merak ediyorsanız bazı permakültür uygulamalarını şu şekilde sıralayabiliriz:
● Bir arazide toprağın kalitesini ve ürünlerin verimliliğini dengeleyecek şekilde farklı ürünler üretilebilir.
● Mimari yapılarda daha çok yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan ve atıklarını dönüştüren bina tasarımları tercih edilebilir.
● Yağmur suları biriktirilerek sulama için kullanılabilir.
● Toprağın yapısını ve verimliliğini bozmamak için kimyasal ilaçların kullanımı yerine biyolojik çeşitliliğe önem verilerek doğal denge sağlanabilir.
● Biyokimyasal atıklardan kompost yapılarak gübrelemede kullanılabilir.
Gördüğünüz gibi hayata geçirilmesi oldukça kolay tüm bu uygulamalar ile hem yaşam alanlarımızı hem de tarım alanlarımızı permakültür felsefesi doğrultusunda dönüştürebiliriz.
Tarımsal Faaliyetlerde Permakültürün Önemi
Permakültür felsefesinin kapsayıcı yapısından da anlaşıldığı gibi tüm alanların bu felsefe doğrultusunda geliştirilmesi için aslında herkesin sorumluluk alması şart. Ancak permakültürün ilk olarak ortaya çıkma amacına göre de özellikle tarımsal faaliyetler ile uğraşanların daha özenli ve duyarlı olması oldukça önemli. Çünkü toprağın doğru bir şekilde işlenmesi ve üretimin gerçekleştirilmesi, doğrudan toprağın verimliliğini ve buna bağlı olarak doğayı etkileyen bir konu. Doğanın bize sunduğu kaynakları geleceğe aktarmanın yolu ise sürdürülebilir tarım yani permakültür anlayışından geçiyor.
Tüm tarımsal faaliyetlerde olduğu gibi zeytin ve zeytinyağı üretimi açısından da sürdürülebilir tarımın önemi büyük. Çünkü hem lezzeti hem de sağlığa faydaları ile dikkat çeken ve yüzyıllardır insanlara şifa veren zeytin meyvesinin besleyici unsurlarını korumak için doğayla iç içe bir anlayışın benimsenmesi bir tercihten öte bir gereklilik. Bu anlayış çerçevesinde hiçbir ağaca zarar vermeden ve toprağın kalitesini üst seviyede tutarak her zaman yüksek verimlilikte ve kaliteli üretim yapmak mümkün.
Biz de Gaia Oliva olarak sadece kaliteli ürünler sunmak ile sınırlı kalmıyor, lezzete gösterdiğimiz özeni doğaya da gösteriyoruz. Geleneksel zeytin ve zeytinyağı üretimini modern teknoloji ile birleştirerek hem daha verimli hem de doğal kaynakları koruyarak üretim yapıyoruz.
Doğanın sunduğu lezzet ve şifa deposu olan zeytin ağaçlarına özenle bakarak zeytin meyvelerini ağaçlara hiçbir zarar vermeden titizlikle topluyoruz. Çünkü biliyoruz ki doğanın bize sunduğu bu zenginliği geleceğe aktarmak için sorumluluğumuz büyük. Bu sorumluluğun bilinci ile üretim yaparak zeytinyağının en doğal halini Gaia Oliva zeytinyağı çeşitlerimizle sofralarınıza taşıyoruz.
Etiketler: #sürdürülebilirlik, #üretim, #iyitarım, #çevre
Ocak 03, 2024
Listeye dön