Günlük hayatımızda cildimiz pek çok dış etkene maruz kalır. Güneş ışınları, havanın sıcaklığı, nem, toz gibi bu dış etkenlerin cilt yapısını bozan zararları olabilir. Örneğin soğuk hava, cildin kurumasına sebep olurken çok nemli hava da akne oluşumunu tetikleyebilir. Tüm bu değişimlere karşı cildinizi korumanın yolu ise düzenli cilt bakımından geçer.
Farklı zeytin türleri ve değişik sıkma yöntemleri ile zeytinyağı üretmek mümkün. Üretilen her zeytinyağı ise zeytinin türünden hasat zamanına, sıkma yöntemlerinden şişelemesine kadar pek çok faktöre göre karakteristik özelliklere sahip. Bu da damakta eşsiz bir his bırakan zeytinyağının tadım notalarını oluşturan en önemli detay. Peki, bu kadar farklı tatta zeytinyağı çeşidi içerisinden hem besin değeri yüksek hem de damak zevkinize uygun zeytinyağını nasıl bulursunuz?
Zeytinyağı incelikle seçilmeyi hak eden eşsiz bir lezzet. Bu nedenle merak ettiğiniz “Sıcak sıkım mı, soğuk sıkım mı?” sorusunun cevabına doğru adım adım ilerlemekte fayda var. Temel bir ayrımı belirtmekle başlayabiliriz: Sıcak sıkım ve soğuk sıkım, zeytinyağının üretim aşamalarındaki önemli bir farka işaret ediyor.
Zeytinyağı için genellikle "zeytinin kırılmasıyla elde edilen sağlıklı bir yağ" tanımı yapılır. Bu tarife göre zeytinyağı üretimi bir meyvenin suyunu sıkmak kadar kolaymış gibi geliyor, değil mi? Aslına bakarsanız zeytinyağı üretimi titizlikle gerçekleştirilen birçok aşamaya sahip. Zeytin hasat edildiği andan itibaren üretim sürecine girildiğini söylemek yanlış olmaz. Çünkü zeytinin toplanması, uygun şekilde taşınması ve tabii en kısa sürede üretime geçirilmesi, zeytinyağının kalitesini doğrudan etkiliyor.
Tüketilen her bir besin, biliyoruz ki kişisel sağlık için oldukça önemli. Ama beslenme alışkanlığı sadece kişisel sağlığı değil, sürdürülebilir bir geleceği de etkiliyor. “Peki, nasıl?” diyorsanız sürdürülebilir beslenme kavramı ve sürdürülebilir beslenmenin popüler tercihi olan Akdeniz tipi beslenme ile tanışmanın zamanı geldi.
Doğanın en zengin hediyelerinden zeytinin sıkılması ile elde edilen zeytinyağı, kuşkusuz sofralarımıza lezzet ve yemeklerimize eşsiz bir dokunuş sunuyor. Üstelik aroması ve yumuşak dokusu ile yemeklere zengin bir tat katan zeytinyağının sundukları ise sadece bununla sınırlı değil. Zeytinyağı, aynı zamanda doğal bir bakım arayanların ortak noktası.
Sulu yemeği, kızartması, fırınlanması ile farklı tariflerin başrolü olmayı başaran karnabahar, kış mevsimi ile sofraları lezzetlendirmeye geldi. Kış sebzeleri arasında hem lezzeti hem de görüntüsü ile dikkat çeken bu sebzenin her hali güzel olsa da graten olarak ayrı bir lezzetli olduğu kesin. Üstelik karnabahar graten hem ana yemek hem de ara sıcak olarak servis edilebildiği için farklı lezzetlerle birleştirilerek keyifli bir tabak hazırlanabilir.
Zeytinlerin dalından sofralarımıza lezzet katan zeytinyağına dönüşüm yolculuğunda biliyoruz ki her bir adım, zeytinyağının aromasını ve özelliklerini etkileyen bir yapıya sahip. Zeytinin yetiştiği bölgeden hasat zamanına, üretim yöntemlerinden şişelemesine kadar her bir unsur, aslında zeytinyağının damakta bıraktığı eşsiz tadı etkiliyor. Böylece farklı damak zevklerine uygun zeytinyağı çeşitleri ortaya çıkıyor.
Deniz mahsullerini sofrasından eksik etmeyenlerdenseniz karidesi de mutlaka tatmış olmalısınız. Ne de olsa karides, balıktan sonra en çok tüketilen deniz ürünleri arasında yer alıyor. Düşük kalorili bir gıda olduğu için de diyet yapanların dahi rahatlıkla tüketebileceği besinlerden biri.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.